Ana Sayfa
İletişim
Ziyaretçi defteri
Coğrafi Yapı
Düğünlerimiz
Eğitim
Ekonomik Durum
İdari Yapı
Bayat Kilimleri
Kültürümüz
Kültürümüzden Örnekler
Tarihimiz
Önemli Telefonlar
Töre Ve Geleneklerimiz
Turistik Yerler
Ulaşım Ve Alt Yapı Durumu
Yemeklerimiz
Galeri
Camilerimiz
Bayat Pazarı
Bayat Evleri
Bayat Hastanesi
İlçemiz Mahalle Muhtarları
Bayat Küçük Sanayi Sitesi
Bayat Yüksek Öğretimi Destekleme Derneği
Dinlenme Yerleri
 

Kültürümüz

Kültürümüz PDF Yazdır E-posta

BAYAT'IN GEÇMİŞ DÖNEMLERDEKİ EĞİTİM - ÖĞRETİM VE KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ:

KÜLTÜR DURUMU Merkezde halkın eskiden beri okuma alışkanlığı bulunduğu çeşitli kamu ve kuruluşlarında unvanlı unvansız olarak çalışanların olduğu, unutulmaya yüz tutan el sanatlarının yeniden güncelleştirilmesi bakımından Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı bünyesinde üretilen tabii kök boyalı kilimlerin yurtiçi piyasasında ve Amerika, Avrupa'nın bazı ülkeleri ile Japonya'da isim yaptığı şu anda yurtiçi siparişlerini karşılamakta zorlandığı bilinmektedir.
'Bayat'ın eğitim ve kültür tarihinde önemli bir olay vardır.Kuruluşundan 19. yy'ın başına gelinceye değin Bayat'ta hiç bir eğitim etkinliği görülmez. 19. yy'ın başında her yıl Padişah adına Kabe'yi ziyarete giden Sürre Alayı, Hac dönüşü Bayat'ta konaklar. Süre Alayı'nın Başimam ve Müftüsü soyca Ordu'nun Karapınar yöresi Kadıoğulları'ndan olan Müderris Hacı Osman Efendi, burada etkili bir vaiz verir, Bayat'ın bütün ileri gelenleri ve halkı, Hoca'nın kendilerine bırakılması için alay komutanına ricacı giderler. Komutan, Hoca'yı bırakmak istemezse de kadın erkek herkes, Alay'ın önüne geçerek, isteklerini gerçekleştirirler. Böylece Müderris Hacı Osman Elendi, Bayat'ta kalır ve bir medrese açar. Medresede yüzlerce öğrenci yetiştirir. Sonradan medreseyi, oğlu Rüştiye Hocası Hacı Hasan Etendi'ye, o da kendi oğlu Hafız Mehmet Efendi'ye bırakır.
       Bu arada 19. yy'ın ikinci yarısında Bayat'ta iki ünlü hoca daha kendini gösterir.Birisi Hafız Ali Efendi, öteki Konya Bozkırı'ndan adı bir olaya karıştığı için Bayat'a gelmiş Hacı Ahmet Efendi'dir. Bu durumda iki ayrı medrese daha açılarak, Bayat'ın kültür ve  eğitim yaşamı oldukça gelişir. Ancak, Hacı Hasan Efendi ile Hacı Ali Efendi, Hacı Ahmet Efendi'nin kendi evini de öğrencilerine yaptırmasına karşı çıkarlar. Bu yüzden Hacı Hasan Efendi, medreseyi oğlu Hafız Mehmet Efendi'ye bırakıp Bolvadin, Eskişehir, Karacabey ve Ezine'de Rüştiye Öğretmenliği yapmak üzere Bayat'lan ayrılır.
Öte yandan. Hacı Osman Efendi'nin girişimleriyle 1834 yılında Mescit Camisi, Hacı Arap oğullarından Hacı Hüseyin Ağa'nın yardımlarıyla 1876'da tahta minareli Hacı Arap Camisi ve halkın ortak çabalarıyla da 1888'de Mezar Yakası Camisi yaptırılmıştır. Ayrıca, Ulu Cami (Çarşı Camisi) 1878 ve 1940 tarihlerinde iki kez, öteki camiler de 1953 yılında halkın girişimleriyle ayrı ayrı köklü birer onarım görmüşlerdir.
Nahiyelik örgülü, 1906'da ilkin Han Köyü'ne verilmişken, tüm çevre köylerinin üst makamlara başvuruları üzerine 1907 yılında Bayat'a aktarılmıştır. İlk nahiye müdürü de Ali Efendi adında bir devlet görevlisidir. 1909 yılında belediye örgütü kurulmuş, başkanlığa da Seferoğlu Hüseyin Ağa seçilmiştir. Belediyenin bir yazman,bir de belediye çavuşu olmak üzere iki memurunun bulunduğu, ilk kasa mevcudunun da yedi lira bir kuruş on para olarak saptandığı eldeki kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bu tarihlerde Bayat'a ilçelik emri geldiği halde, kimi ağaların karşı çıkmalarından, ilçe örgütü Emirdağı'na taşınmıştır1987 yılında tekrar ilçelik unvanını almıştır.
TOPLUMSAL YAŞAM ve SANAT ÜRÜNLERİ
Bayatlar'ın yaşamlarında kent uygarlığı öğelerini de, göçerlerin sanat öğelerini de bir arada görmek olanaklıdır. Orla Asya kıızey kervan yolu üzerinde ve Aral gölünün kuzey-batısında kurulmuş olan,Barçın (ipek) kentinden birtakım anılar taşımaktadırlar. Bayat ilçesi'nin bir başka adı da Han Barçın'dır. Bu ada yanlışlıkla «Han-köyü-parçası»  karşılığı verilmeye çalışılmıştır.  Oysa Han Barçın;
1.İçinde büyük bir han (kervansaray) bulunan Barçın,
2.Oymak beyi Han olan Barçın,
3.Han soyundan gelen Barçın anlamlarına gelmektedir. Ayrıca Orta Asyadaki Pencikent duvar resimleriyle Uygur resimlerinin izlerini taşıyan resim ve süsleme-ler, eski Bayat evlerinin duvarlarında bulunuyordu.
Bayatlılar'in evleri taş vapı olup geçit alanı Azerbaycan ve kaynağı Orta Asya'dır. Bununla birlikte Orta Yayla sanat etkinliklerini de taşımaktadır. Atmaca ve Kartal totemine bağlılık her alanda belli bir özellik gösterir. Mezar taşları tümüyle Köktürk (Göktürk) yazıtlarının taşlarını andırır. Yapılarda tuğla yoktur. Eski hamamın kubbesi bile taş örtü idi. Ahşap hatıllı (taş konut mimarisi geleneği Dağistan, Azerbaycan ve Orta Asya'ya uzanır.
Kasabanın kuruluşunda  Türkistan kökenli kent kuruluşuna uygun fiziksel düzensizlik vardır. İşlevsel nitelikleri daha baskın olan yapıların teknik ve kompozisyonlarında büyük bir bağdaşlık ve türdeşlik görülür. Son cemaat yerleri bulunan dört caminin de dış avluları ve eyvanları dar tutulmuştur. Camilerin iç avlularında kavak, söğüt, vişne ve iğde gibi ağaçlar yetiştirilme yoluna gidilmiştir. Kimi gömüt taşlarında gül ve kavak resimlerine yer verilmiştir. Gömütlüklerin kıyıları duvarlarla çevrilidir.
Bayat'ta taş oymacılığı üstün bir düzeye ulaşmıştır. Mermer,karataş ve kefeke taşı; duvar ve örtü dışında da bol bol kullanılmıştır. Değirmentaşı, merdiven basamakları, dibekler, vuvaktaşları, çeşme yalakları, gömüt taşları, eşik taşları, kapı ve pencere alınlıkları, köpek yallıkları, musalla taşları, hatıllar, oluklar, köşe taşları, kuyu bilezikleri (ağızları), yeldeğirmenleri, haşhaş sürtme taşları, ocak ve baca taşları, suluk (musluk) taşları, kayraklar, bileği taşları, ang (sınır) taşları, kav taşları, yazlık çadır taşları, kağnı, yalkı (iki tekerlekli araba), sabanlar için denge ve süs taşları bu türden yapısal ürünlerdir.
Germiyan Beyliği zamanında yapıldığı sanılan gerizlerin (su kemerleri) başlı basma bir inceleme konuşu olacak nitelikte değerleri vardır. Ancak, belediye başkanı iken bir husumet yüzünden Bayat hanının yıktırılarak, taşlarının okul yapısında kullandırılması, Abdurrahman Özel için bağışlanmaz bir tarihsel yanılgı olmuştur.
Bayat'ın mahallelere bölünmesi bir oymağa ve şeyhe bağlılık gösterir". Tepecik mahallesi ailelerini Baba İshak ayaklanması kırınımdan kaçıp kurtulabilenler oluşturur. Büyük mahallede oturanlar Musul ve Kerkük Bayatları'ndan olup kökenleri Aral'ın kuzeyinde kurulmuş Barçın kentine dek uzanır. Aşağı mahallede oturanlar Şam Bayatları ve Dulkadir Oğulları kolundandır. Nitekim soyadı yasasından ünce Aşağı Mahallede oturan ailelerin çoğu hep Dullkadir Oğullarından olarak anılırdı.
Ayrıca, eski Uygur dönemlerini anımsatan izlere de rastlıyoruz. «Tutuk» sözcüğü, Uygurlar'da «vali» »anlamına gelmekteydi. Bayattaki Tutuk Oğulları soyunun eski Uygurlar'a dek uzanan bir kökeni olsa gereklir. Çorum'un Bayat ilçesinden gelmiş olup Ankara'nın Solfasıl semtinde yerleşmiş bulunan bir bakkalın, Badaklar soyundan olduğu saptanmıştır. Bayat ilçesindeki Badaklar, Sökmen oğulları ve Savran oğulları ailelerinin bu yönden öteki Bayat kollarıyla yakın bağlantılar içinde bulundukları birçok kayıtlarla tanıtlanabilir.
Hacıarap Mahallesi, adını Hacıarap Camisinde yatan Şeyh Hatun'dan almıştır. Bayat   halkı  bugünkü bölgeye Anadolu Selçuklularınca Uç Türkleri olarak yerleştirilmişlerdir.  Nitekim çevrede birer yatır olarak korunan, düşmanla çarpışırken şehit olmuş savaşçı dervişler, özdeş görevi üstlenmiş kişiler olarak karşı-
mıza çıkmaktadırlar. Bayat belediye sınırları içersindeki şu dervişler tümüyle savaşçı dervişlerdir ve çoğunun başuçlarmdaki ağaçlar kesilmemiştir.  Çalca, Demirli, Eyerli, Beydağı, Hendi Baba,Kümbet, Çultacık, Çoraklık, Abdurrahman Gazi, Sarnıç, Alanlarla,Mekecik, Ahi Yusuf ve Kavak yatırları bu tip dervişlerdir.
Haçlılarca yok edilip bugün yalnızca Selçuklu dönemi köy öreni olarak kalmış Ahalar Köyii, ahîlerce kurulmuş bir yerleşme yeridir. Bayat'ın batı ve güney-batısında yer alan Karacaahmet, Seydiler ve Işıklar  köyleri ise yerleşme sürecini tamamlamaya yükümlü, gezici Horasan Erenleri ve Türkmen Gazileri gibi dervişlerin kurdukları köylerdir.
Bayatlıların üç tip evleri vardır :
1.Turluk : Harçsız ve çamursuz kuru taşlarla örülmüş düz damlı ilkel ev, çoban evi,
2.Tek katlı ev : Üstü yuvalama, dizeme, poyra ve su geçirmez çorakla örtülü taştan yapılı ve duvarları kara sıvavla sıvanmış ev,
3.Hanay : İki ve daha çok katlı ev. içleri tahta siislemeli ve işlemeli, taşla örülmüş ev.
Bayatlı evlerinin fizik bölümleri genellikle şöyledir : Bordakapı (Anakapı, cümle kapışı), iç avlu, iç avluda ambar,kağnı-yalkı-araba ya da saban yeri, kümes, odunluk; dip bölümde ahır ve samanlık, üst katta sıra sıra ve sokağa bakan odalar, tuvalet, suluk (musluk), ara yerde kiler, ön bölümde sofa (havat, yazlık), kilerden bir koltuk kapısıyla geçilen bulgur, tahıl ve sebze kurutmada kullanılan ahır ya da samanlık damı, sofaya ve odalardan birine kurulmuş sekiler; odalarda yunak (gusulhane), dolaplar,yüklük, raflar, kaplık, ocak ve küçük araç - gereç kovmaya özgü çekçekler. Borda kapının önünde oldukça işlenmiş büyük binit va da dinlenme taşı bulunur. Sefer Oğullarının, Çeteci Arif Bey'in.Çakır- Atacanların, Ergünlerin ve Aksoyların evleriyle; Kabakçıların, Emir Oğullarının, Kör Ömerlerin, Öküzcülerin, Mülazımların, Kara Musaların, Tekkeşinlerin ve Uruf Oğullarının odaları tarihsel nitelik taşıyordu.
Eskiden alanlarda bulgur dibekleri, bir hafta boyunca hayvanlarıyla birlikte konuk ağırlanan köy, semt (mahalle) ve bey odaları vardı. Kamu görevlilerinin ağırlandığı köy odaları muhtarlar,bey odaları ağalar, semt ya da mahalle odalarını da o semtin aileleri sırayla ortak olarak işletirlerdi. Ekonomik zorunluluklar ve yeni teknikler dolayısıyla şimdi onlar tarihe karıştı. Yaz aylarında kitlesel olarak yaylaya çıkma geleneği de uzun vıllardır hoşlanmış durumdadır.
Demircilik sanatı ve tarım araçları yapımında Bayat   ilçesi öteden beri kendine yeterli bir düzeyde sayılır. Özellikle eski bir göçebe yaratımı olan dokumacılık alanında Bayat kadınları ve kızları, sanat değeri yüksek pek çok ürünler vermektedirler. Bu konudaki terimlerin zenginliği de dokuma sanatının epeyce uzun bir geçmişe sahip olduğunu belgelemekledir. Yaygılar: Alık (hayvan örtüşü), çul, pala, zili ve kilimden oluşur. Istarlar (ağır yaygılar) :Seccade, saçaklı (püsküllü lıalı) ve işlentili halıdır. Dokuma ürünlerinden olan günlük gereksinim araç ve gereçleri de şunlardır :
Tahıl kapları (denk, seklem, çuval, harar), heybe, torba, çorap, tutağaç, kaşıklık, iğnelik, ellik (eldiven), kazbaz (kız çocukları ve bayanlar için unluk), pala yastık, döşek, öğencek (kadın unluğu) ipağacı (dokuma tezgahı), kirkit, eriş, argaç, erpeden (bükülmemiş ip) vb
El dokuması yayla çadırlarının ise alaçığ, obaçadırı ve topçadır olmak üzere üç tipi vardır. Halı, kilim ve seccadelerin renk ve desen inceliği her yünden göz doyurucudur. Boya için eskiden kök boyalar kullanılırken son yıllarda kimyasal boyalar kullanılmaya başlanmıştır. Istarların desenleri daha çok geometriktir. Geçmişte Haliz Mehmet Hoca (ölümü : 1917) ile Afyonlu Mustafa Hoca (ölümü : 1919), hat (yazı) sanatında ve yazma kitap süslemeciliğinde epeyce ürünler vermişlerdir.
Süs araçları olarak, genç kız ve kadınlar kırklık (lakı), gümüş kemer, gümüş başlık ve göğüslük takarak gümüş işleme sanatının gelişimine de hizmet etmişlerdir.
Öteden beri tarihsel geçmişi yüksek olan Bayat ilçesinin Eskişehir-Afyon demiryolu açıldıktan sonra ulaşım değerini epeyce yitirmişse de, sonradan açılan Ankara - İzmir asfalt karayolu ile ilçeye yeniden bir canlılık sağlamıştır.


Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol